22 Temmuz 2012 Pazar

Dream Camp~

Bu yaz benim için oldukça yoğun geçmekte. Bu yoğunluğa Dream Campla başladım ve uğurlu geldi sağolsun. :D 
       Nedir dream camp? Bu kamp kültürlerini tanıtmak için Kore'den gelen 3 üniversite öğrencisinin kendileri gibi üniversite öğrencilerine hazırladıkları bir takım etkinlik. Tabii ki bu kadar basit anlatacak değilim. :D Bu kampı haber alır almaz başvurdum ve heyecanla onay mesajını bekledim ve tabi Göksu'yla beraber. :D Onay mesajını aldıktan sonra havalara uçmuş olmamla birlikte bavulumu hazırlar hazırlamaz Ankara'ya gittim. Sağ olsun Göksu'nun ailesi beni misafir etti. Birlikte katıldık kampa.
      İlk günün heyecanı bir başkaydı. Çünkü neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Evet Kore'yi, kültürünü seviyordum ama sonuçta tanımadığın insanlar... Ve tanıştık. :D Ara, Sung-kil ve So young. 3ü de dünya tatlısı insanlar. Çok eğlenceli çok kibarlar. ^^
      Kamp programlarını alınca konumuzun sadece geleneksel kültür olmadığını fark ettik. Program çocuk oyunlarını dahi kapsıyordu. Bizdeki top sektirme benzeri bir oyun oynadım hatta maske dansı bile yaptım :D  Aktiviteler oldukça eğlenceli olmasının yanında çok da yorucuydu. Sabah kamp süresince eve gidince yapacaklarımızı planlasak da eve vardığımızda yapabildiğimiz tek şey yatağa varmak olabildi. :D 


Bu kamp sadece Kore kültüründen bir şeyler katmadı bana ya da sadece Facebook arkadaş listeme 3 Koreli eklememe neden olmadı. Burada gerçek arkadaşlıklar edindim. Zaten arkadaşım olan Göksu'ya daha da yakınlaştım. Benim gibi Koreyi seven ama buluştuğum tek noktanın bu olmadığı onlarca arkadaş. Ve eminim ki bu arkadaşlıklar bu bir kaç günle sınırlı kalmayacak. ^^ 


Ve şimdi kampımızdan bir kaç kare;







       Unutmadan, bu kamp sayesinde Koreli ünlü bir ritim, şarkı ve dans grubu olan Nanta'ya tanışma fırsatını yakaladık. :D Gerçekten mükemmeldi. Hayalini kurduğum şeylerin o kadar imkansız, o kadar da uzakta olmadığını hissettirdi. 
       Kampımızın son günü Ankaraya geldiler ve bizim için de bir gösteri yapacaklarını söylediler. Harika bir gösteriydi. Gösteriden sonra yemek için bizi beklediler bizimle fotoğraflar çektirip dakikalarca sohbet ettiler. Dip not: Hiç bir zaman Korelilerin yaşından emin olamazsınız. En azından artık ben kırdığım pottan sonra ben olamıyorum. :D Bu buluşmadan da bir kaç fotoğraf ekleyip burada bitiriyorum. ^_^







 

8 Temmuz 2012 Pazar

Sanırım döndüm...

Maalesef bu bloğu kimsenin takip etmediğini biliyorum. ^^ Ama sanırım okurlarımın olması için benim çaba göstermem gerek değil mi? :) 
        Yaklaşık bir senedir hiçbir şey yazmadım ama bu sene benim için çok dolu geçti. Kore hayranlığımı biliyorsunuz.(Evet farkındayım kendi kendime konuşuyorum. :D ) Okuduğum şehirde Kore Kültür Merkezi açıldı ve orada bir çok arkadaşla birlikte gönüllü olarak çalışmaya başladım. Bu yazımda oradan bahsedeceğim. 
        Bu kültür merkezi benim için mükemmel bir nimet. İnternette dolaşırken geçtiğimiz eylül ayında açıldığını gördüm ve yanıma bir arkadaş alıp gittim hemen. Çok sıcak bir ortamı vardı. İlk kez gördükleri birine fazlasıyla yakın davrandılar ama itici bir yakınlık değildi bu. Gel gelelim sürekli oraya gider oldum. Orada iki aile görev almakta. Türkçe adlarıyla ki bu adları kendileri seçmiş, Barış-Sevgi ve Fırat-Sera. Ayrıca Fırat oppa ve Sera unni'nin birbirinden güzel iki çocukları var. Onlar artık benim 2. ailem. ^^
 
        Orada Korece öğrenmeye çalışıyorum. Ayrıca mükemmel arkadaşlıklar edindim. Ortak noktalar insanları birbirine yakınlaştırıyor olsa gerek. Okul arkadaşlarımla bazı sorunlar yaşadığım bu dönemde her sıkıntımı paylaşabileceğim dostlarım oldu. Bu kalabalık aileden bir fotoğrafla bu günlük burada bitiriyorum. ^^
Birlikte gittiğimiz bir piknikten...